TÜRK HUKUKUNDA DİJİTAL MİRAS

TÜRK HUKUKUNDA DİJİTAL MİRAS

 Av. Nil Merve ÇELİKBAŞ ŞEKER – İlayda GÜREL

Dijital varlık kavramı, dijital ortamda üretilen ve depolanan her türlü veriyi ifade etmektedir. Yakın zamana kadar dijital varlıkların içeriğinin tanımı tam olarak yapılamazken, günümüzde bu kavramın ve etki alanının gelişmesi ile birlikte, dijital varlıklar da malvarlığının bir parçası sayılmış ve bunların kişinin ölümü üzerine mirasçılarına intikal etmesi söz konusu olmuştur.

Mevzuatımızda dijital varlıkların malvarlığı sayılması, terekenin bir parçası sayılması ve miras yolu ile intikaline ilişkin bir düzenleme bulunmadığından ötürü, söz konusu durum hukukumuzda özellikle yargı ve idari kararları ışığında ele alınmış olup, yakın zamanda bu yönde bir mevzuat değişikliğinin yapılabileceği tarafımızca öngörülmektedir.

Tereke, miras bırakanın mirasçılarına intikal edebilen tüm malvarlığı için kullanılan kapsayıcı bir kavram olup, dijital varlıkların malvarlığı olarak sayılmasına yönelik özellikle, T.C. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin (“BAM”) 134.11.2020 tarihli ve 2020/1149 E.- 2020/905 K. sayılı kararı ile 04.02.2022 tarihli Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu’nun (“BDDK”) basın açıklaması çalışmamızda ele alınmıştır. 

Dijital varlıkların asıl olarak soyut kavramları temsil ettiği düşüncesi yaygın olsa da çağın gelişimi ile dijital dünyadaki mevcudiyetin kişilerin maddi kazanç yeri olmaya başlaması, fikri ve sınai mülkiyet hakkını teşkil eden verilere sahip olması ve kişisel verileri içermesi nedeni ile bu kavram, malvarlığı açısından somut bir anlam kazanmaya başlamıştır. Dijital varlıkların malvarlığına konu olmaya başlaması ile iki görüş ortaya çıkmıştır. 

İlk görüş, dijital varlıkların mirasçılara geçmesi ile varlıklara konu kişisel verilerin ölen şahsın irade beyanı olmadan üçüncü kişilere aktarılmasının Kişisel Verileri Koruma Kanunu’na (“KVKK”) ve kişilik haklarına aykırılık oluşturacağıdır. Şöyle ki; kişisel veri kavramı gerçek kişiye ilişkin bütün bilgileri temsil etmekte olup dijital varlıkların bu bilgileri içermesi sebebiyle şahsın ölmesi ile açık rızası alınamadan dijital varlıklarının mirasçılarla paylaşılması KVKK’nın kişisel verilerin işlenmesi maddesine aykırılık teşkil edecek bir durum oluşturacağıdır. 

Bir diğer görüş ise, şahısların dijital varlıklar aracılığıyla maddi kazanç elde etmesi veya bu varlıkların sınai haklara dayalı veriler olması nedeni ile malvarlığının aktifinde değişiklik meydana getirmesinden ortaya çıkmaktadır. Tereke tespit edilirken müteveffanın tüm hak, borç ve malvarlığının ortaya çıkarılarak mirasa konu olacak miktarı belirlenmelidir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (“TMK”) 599. maddesi uyarınca, murisin terekesinde yer alan değerlerin mirasçılara bir kül halinde intikal etmesi gerektiği görüşünden hareketle, dijital varlıkların da artık maddi karşılığı olması nedeni ile tereke miktarının bulunmasında bu değerlerin de dahil edilmesi gerekmektedir.

BAM’ın kararı, gelişen dünyamızda teknolojinin şahısların hayatlarında büyük yer kaplaması ve dijital malvarlığının günümüz dünyasında kripto paralar, banka veyahut sair finans kuruluşu haricinde elektronik ödeme sistemlerinin getirilmesi gibi yadsınamaz maddi değerler taşıyan oluşumları da içine alması nedeni ile kişinin malvarlığının aktifinde etkili olduğunu, bu sebeple tereke tespitinde dijital varlıkların ele alınmasının gerekli ve zorunlu bir konu olduğu görüşünü ortaya koymaktadır. Dijital varlıklara dahil kişisel verilerin mirasçılarla paylaşılması ile kişisel verilerin işlenmesine ilişkin sorun ortaya çıkabilecek olup, diğer yandan bu varlıkların malvarlığına dahil edilmemesi durumu söz konusu olduğunda ise bu durum TMK’ya aykırılık teşkil edecektir. Bu ikili soruna açıklık getirmek adına BAM ilk olarak dijital varlıkların intikal edeceği kişi ya da kişilerin veraset ilamı ile müteveffanın yasal mirasçısı olduğunun tespiti gerektiğini belirterek, yapılacak bu tespit üzerine ölenin dijital varlıklarının da dahil edilerek tereke tespiti yapılması gerektiği görüşünü ortaya koymuştur. Nitekim, TMK md. 599/f.2 de bu hususu desteklemektedir. Şöyle ki, anılan madde hükmüne göre;

“Kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçılar, miras bırakanın aynî haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanırlar ve miras bırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olurlar.”

Anılan madde hükmünden de açık bir şekilde görüldüğü üzere, miras bırakanın malvarlığının ilgili kalemleri, numerus clausus ilkesi gibi sınırlı sayıda sayılmamış ve dijital miras kavramı kapsam dışında bırakılmamıştır. 

Bu kapsamda ayrıca, BDDK 04.02.2022 tarihinde, ilgililerin mirasçısı oldukları kişinin hangi bankalarda mevduat ve katılım fonu hesabı olduğu bilgisini “Murise Ait Mevduat/Katılım Fonu Hesabı Bulunan Banka Sorgulama” hizmeti ile sorgulayabileceğine ilişkin basın açıklaması yayınlamıştır. Bu açıklamaya göre, mahkeme veya noter tarafından mirasçılık belgesi ile veraset ilişkisi doğrulanan ilgililer, bir diğer deyişle mirasçılar, murise ait banka hesapları hakkında sorgulama yapabileceklerdir (Basın açıklamasının tam metni için: https://www.bddk.org.tr/Duyuru/EkGetir/923?ekId=814). BAM kararına benzer olarak, bu hizmet ile sadece yasal mirasçı sıfatına haiz kişiler ile ilgili bilgilerin paylaşılması neticesinde KVKK kapsamında kişisel verilerin hukuka uygun şekilde işlenmesinin sağlanması ve terekenin anılan varlıklar açısından tespiti amaçlanmaktadır. 

Yukarıda belirtilen bilgiler doğrultusunda; teknolojinin her geçen gün gelişmesi, şahısların verileri üzerindeki tasarruf hakları ile malvarlıklarına ilişkin bazı sorunları da beraberinde getirmektedir. Kişisel veriler ve dijital varlıklar ile ilgili mevzuat açıklıklarına çözüm getirilmesi amacıyla çağın dinamiğine uygun, hukuka aykırılıkların önüne geçilecek kanun ve tamamlayıcı mevzuat tasarılarının hazırlanması büyük önem arz etmektir. 

KAYNAKÇA

AKSOY, Hüseyin Can: “Kişisel Verilerin İşlenmesi Kapsamında Rıza Unsuru ve Sınırlı Ehliyetsizlerin Durumu”, Haluk Konuralp Anısına Armağan, 3, Ankara 2009, s.47-67.

ANTALYA, O. Gökhan/SAĞLAM, İpek: Miras Hukuku, 3.Bası, İstanbul 2015.

BÜYÜKSAĞİŞ, Erdem/ ÖZYİĞİT, Sinem/ MİRKELAM FALAY, Selin/ BULDAĞ, İlay Ezgi / OKUR, Mustafa Said : Dı̇jı̇tal Varlıkların Mı̇ras Yoluyla İntı̇kalı̇, Yargıtay Dergı̇sı̇ Journal of The Court Of Cassation Yd, Cı̇lt/Volume: 47, SAYI/ISSUE: 2, NİSAN/APRİL 2021 SS./PP. Sf. 337-408.

İNCE AKMAN, Nurten: “Mirasbırakanın Dijital Bilgilerinin Mirasçılara Geçişi (Dijital Tereke)”, İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 9(2), 2018. 9(2), s.527-560.

ÖZKAN, Oğulcan: Kişisel Verilerin Korunması, Ankara, 2020.

YILMAZ, Süleyman/ ERKAN, Vehbi Umut: Sosyal Medya Hesaplarının Miras Yoluyla İntikal Edip Edemeyeceği Sorusunun Kişisel Verileri Koruma Hukuku Kapsamında İncelenmesi, İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi – İnÜHFD 11(2): 567-586.

*Yasal Uyarı*

İşbu makale bilgi ve deneyim paylaşımına yönelik olup yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki güvence vermemektedir. Çelikbaş Hukuk Ofisi, bu makalede yer alan her türlü bilgi ve sair içeriklerin doğrudan veya dolaylı olarak kullanılmasından oluşacak zararlardan hiçbir şekilde sorumlu değildir.

Bu sitede paylaşılan bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlıdır; Türkiye Cumhuriyeti Barolar Birliği’nin ilgili düzenlemeleri uyarınca reklam, teklif, hukuki öneri veya danışmanlık teşkil etmez. Bu bilgilerin iletilmesi hiçbir şekilde avukat müvekkil ilişkisi oluşturmaz. Bu bilgiler en son hukuki durumu yansıtmayabileceğinden okuyucular güncel durum hakkında bir avukata danışarak hareket etmelidirler.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir